Random Image

Y Kuşağı Şirketlerin Yükselişi

Y KUŞAĞI İLE BERABER, Y KUŞAĞI ŞİRKETLER GELİYOR

İnsan, çoğu zaman doğası gereği, hayatın akışının hep tek yönlü (lineer) gerçekleşeceğini düşünüyor; sanki her şey her zaman aynı hızla hareket edecekmiş gibi... Ancak günümüzde bazı şeylerin kat be kat artan hızla, yani "eksponansiyel" değişimi hayatlarımızda büyük bir yanılsama ve kırılma yaratıyor.

Bu eksponansiyel değişimi bize en açık seçik hissettiren ise üçüncü binyılın gençleri, namı diğer "Y Kuşağı". Bu genç nesil gerçekten çok farklı, bağımsız, ve teknoloji adeta genlerinde var dedirtecek kadar içlerine işlemiş vaziyette. Onları farklı yapan şey, dijitalleşen hayata alışmışlıklar ve bu da dünyadaki her kurumu derinden etkiliyor hatta yeniden yaratıyor.

Y kuşağının yarattığı/içinde çalıştığı Y kuşağı şirketler (kısaca "gen Y"); teknolojiyi kullanarak kısa sürede 10 çarpanlı büyüme yaratıyorlar: HIZLA YÜKSELİYORLAR. Mevcut şirketlerin işlerini ellerinden alıyorlar ve soylarını hızla tüketiyorlar. "Ne yapalım? Bunu Y jenerasyonu düşünsün" demeyin.

Öyle görünüyor ki, yakın gelecekte ya Gen Y şirket olacağız, ya da hızla eskiyip yok olacağız!

DEĞİŞİM NEDEN HIZLANIYOR? "TEKNOLOJİNİN 6 TONU"

Nesnelerin internetinin (nit) hayatımızı nasıl değiştireceğini hepimiz neredeyse her gün okuyor, duyuyoruz. Halihazırda 8 milyar nit var, dünyadaki her insana 1 adet internete bağlı cihaz düşüyor. 2030'da ise 1 trilyon nit olacak, yani kişi başına 1000 adet! (Bilimkurgu değil, yakın tarih!)

Bununla beraber dünya ekonomisine önümüzdeki 5 yılda katılacak 3 milyar yeni tüketici ve yeni orta sınıfa yükselecek 1 milyar girişimciyi de düşünürsek, değişimin kat be kat hızlanması kaçınılmaz hale geliyor. Çılgın bir yenilikçilik ve girişimcilik patlaması geliyor. Ve sanmayın ki sadece internet şirketlerinden bahsediyorum, her sektör bundan payını alacak; madencilikten tekstile kadar... Bundan kaçış yok!

Bu hızı algılamak oldukça zor, ancak teknoloji bazlı değişimin 6 adımı takip ettiğini görüyoruz:

  • En önce yaptığınız iş/ürün dijital ortama taşınıyor. (Ör. dijital fotoğrafçılık) Dijital ortama taşınan, kısıtlı olmaktan çıkıyor; adeta "sonsuz bir bolluğa" ulaşıyor. Kısıtlı kaynaklar üzerine bağlı iş modelleri de bu aşamada kırılganlaşıyor.
  • Daha sonra o sektörde, dijitale geçemeyenin kaybıyla eksponansiyel artışla büyüme başlıyor.
  • Bu büyüme, dijitale geçemeyen iş modelini geçersiz kılıyor. (Bunun kısa Türkçesi olmadığı için, kısaca "disruption" diyelim.)
  • Disruption sonrası, o iş fiziksel özelliklerinden arınıp sanal dünyada uygulama halini alıyor. (Video kameranın yok olup, cep telefonumuzda uygulama olması misali...)
  • Ve bir kez sanal dünyaya düştü mü, artık değerini kaybediyor! (Uber'in taksi şirketlerinin değerini sıfırlaması gibi...)
  • Son adımda da teknolojinin demokratikleşerek, tüm kitlelere ulaşması gerçekleşiyor. (30 yıl önce 1 milyar insana ulaşmak için dünya devi bir marka olmak gerekirken, şimdi evde yarattığınız bir uygulama, bir anda tüm dünyaya yayılabiliyor.)

İşte Gen Y şirketler burada devreye giriyor. Teknolojik değişim ve dijitalleşmeyi çok iyi kullanarak, çok hızlı bir şekilde büyüyorlar. En büyük özellikleri, sahip olmadan en ekonomik ve yaygın şekilde kaynak kullanmaları ve en değerli aktiflerinin bilgi olması...

Bilginin eksponansiyel büyüdüğü bir dünyada, lineer organizasyon yapıları dinozorlar gibi yok olurken, Gen Y şirketler, kısa sürede, tarihte görülmemiş yüksek büyüme oranları yakalıyorlar.

GEN Y ORGANİZASYONLARIN FARKI

Belki de en belirgin özellikleri, iddialı şirket misyonları... Tabii tüm dünya oyun alanları olunca, teknolojinin dönüştürücü gücünü de kullanarak iddialı, yeni kültür akımları yaratan misyonlar etrafında insanları toplayabiliyorlar (Ör. TED: "Ideas worth spreading")

Daha yapısal özelliklere bakınca şunları görüyoruz:

Gen Y dış özellikleri:

  • İhtiyaca göre değişen personel yapıları: Yetkinliklerin hızla kullanım tarihini kaybettiği bir dünyada, -çekirdek ekip dışında- personelin esnek olması, adaptasyonu artırıyor. Özellikle şirket dışındaki bireylerle iş yapma/iş takip etme kolaylaştıkça, bu yapıyı sahiplenmek çok daha kolay oluyor.
  • Kitle ve topluluktan faydalanmak: Günümüzde birçok şirket, yaratıcı fikirleri bulmak, bunları test etmek ve fonlamak için ihtiyaçlarını geniş kitlelere açıyorlar. (Crowdfunding, crowdsourcing) Kitleleri angaje etmek ve bunu sürekli kılmak için farklı ve sürekli teşvikler kullanıyorlar. Buradan çok daha hızlı, farklı ve ekonomik geri dönüş alıyorlar. (Ör. Ideascape, Kickstarter, Türkiye'den Fonlabeni)
  • Algoritmalarla veriyi bilgi haline getirmek: Bugüne kadar görülmemiş miktarda veriyi toplayabiliyorlar, yeni veri analizi metotlarıyla anlamlandırıp kullanılabilir hale getiriyorlar. Daha sonra bu verileri kitlelere açıp, onların yorumlarıyla değerlendiriyorlar. (Ör. internet algoritma kralı Google, IBM, Facebook, ve Ford'un girişimleri)
  • Aktiflerinin sahibi değil, kiracısı olmak: Dijitalleşen ve emtialaşan aktifleri satın almak yerine kiralayarak, esas yatırımlarını farklılaşabilecekleri alanlara yapıyorlar. (Ör. Techshop)

Günün sonunda, ne kadar aktif ve personel sahibiyseniz, stratejinizi değiştirmek o kadar zor oluyor. Dolayısıyla Gen Y şirketler, burada esnek kalarak, teknolojilerin hızla değiştiği bir dünyada hızla değişip adapte olabiliyorlar. Buradaki "olmazsa olmaz" kritik yetkinlik, şirket dışındaki kitleleri sürekli angaje edip motive edebilmekte yatıyor.

Gen Y organizasyonların iç dinamikleri:

  • Dinamik ve şirkete özel arayüz: Dış kitleden gelen bilgileri, şirkete özel/ fikri mülkiyet özelliğinde arayüzlerle sürekli filtreleyip önceliklendiriyorlar. (Apple'ın Appstore'u, Uber'in araç seçim arayüzü gibi)
  • Gerçek zamanlı, yeni değer metrikleriyle donanmış gösterge tabloları: Büyük miktarda veri beraberinde organizasyonlarda yeni metriklerle ölçme ve yönetme gerektiriyor. (Yalın girişim deneyleri, vb.) Gen Y organizasyonlarda gerçek zamanlı, herkesin görebildiği, hızlı büyümeye uygun sıklıkta gözden geçirilen, kişiselleştirilmiş hedefler ve veriler kullanılıyor. (Özellikle hızlı büyüyen internet şirketlerinde)
  • Deneyleme: Girişimciliğin yeni lisanı "Yalın Girişim", Gen Y şirketlerinin temel değerlerinden biri... Sık deneyleme ve bol fikir test ederek öğrenmek, artık rekabetin yeni kuralı. Hatta, iyi filtrelenmiş ve sık fikir deneylemenin, tepeden aşağıya uygulanan stratejilere göre daha iyi sonuç verdiği gözlemleniyor. (Toyota'nın meşhur "Yalın" metodolojisi, bu dijital dünyada yalın girişim olarak uygulanıyor)
  • Otonom ve geniş yetkinlik barındıran ekipler: Özellikle hızlı değişim gösteren sektörlerin adaptasyon hızını ve başarısını, sosyal teknolojilerle donatılmış esnek ve yetkili ekipler sağlıyor. Bu yeni kurum kültürünün geçer akçesi ise saydamlık. (En ünlü örnek, Zappos)

NE OLACAK BİZİM HALİMİZ?

Gen Y kurum kültürünün yükselişini izleyenler - yani çoğumuz - bunun karşısında ne yapıyoruz ve ne yapmalıyız?

Tipik reaksiyon, özellikle değişimin göreceli olarak daha yavaş hızda geliştiği sektörlerde, "beklemek" oluyor. (Ör. B2B) Peki, neyi bekliyoruz? Değişimin işlerimize daha yakınlaşacağı zamanı... Bu devirde bu, sizi vurmaya gelen bir drone'u görene kadar beklemekle eşdeğer bence!

Bir başka benzer davranış da, korkuyla karışık, organizasyon katmanlarını azaltarak hızlanmayı hedeflemek oluyor. Ancak çoğu zaman bu organizasyonlarda çalışan sayısı ve değişim direnci değişmediği için sonuç yine aynı oluyor.

Peki mevcut şirketlerin kaderi, dinozorlar gibi soylarının tükenmesi mi? Kapalı inovasyon sistemlerine ve sadece mevcut teknolojilerini geliştirdikleri sürece, evet; yok olmak kaçınılmaz. Ama bazı dikkat çeken örneklerden görünen o ki, hala bir kurtuluş yolu var.
O da en azından Gen Y şirket gibi davranmak...

"Gen Y gibi davranmak" için ne yapalım?

  • Tüm üst yönetim okula!: Her şeyden önce liderlik ekibi ve yönetim kurulunun, dijital ve sosyal teknolojileri yakından tanıyıp anlaması şart. Bunu yapamazsanız, başlamayın bile. Sonra da Gen Y şirketlerle tanışıp, onlardan mentorluk almak lazım. "Bu bizi bozar" derseniz, en azından şirketinizde Y kuşak çalışanlara ödev verin, onlar anlatsın size bu dijital ve sosyal teknolojileri. Ve günün sonunda "Büyük veri nedir? Nasıl bilgi haline gelir? Neden biz ve şimdi?" bu soruları anlayıp sahiplenmek şart.
  • Gen Y şirketlerle işbirliği yap!: Bu çalışma şeklini daha kalıcı olarak sahiplenmek için - mentorluğun ötesine gidip - ana işinizdeki veya yakın segmentlerdeki genç şirketlerle işbirliği fırsatları yaratın. Unutmayın, onların ömrü - eğer siz adım atmasanız - sizden daha uzun olacak.
  • Sizi Yok edecek Gen Y şirketinizi kurun!: "Yok daha neler"i duyar gibiyim, ama inanın bu işi ciddiye alanlar böyle yapıyorlar... Geçen sene General Electric (GE) Ventures'ı Silikon Vadisinde ziyaret ettiğimizde, işlerinin önemli kısmının GE'nin ana işlerini yıkacak GenY şirketlere yatırım yapmak olduklarını söylemeleri, bunun en güzel ispatı...

YOL AYRIMI

Evet, büyük şirketlerin önünde keskin bir yol ayrımı var. Yukarıda bahsettiğim Gen Y şirket özelliklerinden "kitleyi" angaje etmek, yeni algoritmalarla büyük veriden değer yaratmak, ve deneylemek, adapte olmak için olmazsa olmazlardan... Hatta büyük bir değişim başlatmak isteyenler, şirket misyonlarını baştan yazmayı bile düşünmeliler!

Bu yol ayrımında büyük şirketlerin tek avantajı, yılların birikimi entelektüel sermayeleri... Zorlukları, bu yeni dünyaya uyum sağlayacak vizyon yaratma ve uygulama istekleri. Fakat dijital dünyanın getirdiği büyük değişim, harekete geçmeyi acil hale getiriyor. Konu o kadar acil ki, bir tarafta siz işe eleman alırken tecrübe ağırlıklı karar verirken, Gen Y şirketler hayal gücüne öncelik veriyorlar.

Evet, işe eleman alırken hayal gücüne öncelik verecek kadar değişmeye hazır mısınız?

Kaynak: Exponential Organizations, Salim Ismail